GIA Sertifikası, 1931 yılında Amerika’da kurulan firma tarafından verilmektedir. Dünya standartlarına uygun olarak pırlantanın gerçekliğini ve kalitesini ortaya koyar. GIA, Uluslararası Derecelendirme Sistemi’nin öncüsüdür. Bu derecelendirme sayesinde, pırlantaların üzerine bir seri numara işlenir. Bu seri numaraları ile sertifikalar kıyaslanır ve sertifikanın doğruluğu kanıtlanmış olur. Ürünün üzerindeki seri numarası pırlantanın kemer kısmına işlenir.
GIA Sertifikası, 4C olarak adlandırılan karat, berraklık, renk ve kesim kriterleri haricinde pırlantanın sentetik veya taklit olup olmadığı, geçirdiği tüm işlemleri de açık bir şekilde belirtir.
Alanında uzman gemologlar tarafından belli laboratuvar ortamında her bir pırlantanın incelemesini yapıp, elde ettikleri sonuca dayalı bir sertifika üretmektedirler. Bu sayede pırlantaya dair en ufak detaylar gözden kaçmamış oluyor ve nitelendirilmiş oluyor.
Uluslararası platformda kabul görmüş olan GIA Sertifikası bulunan her ürün orijinaldir ve gönül rahatlığıyla satın alınıp, kullanılabilir. Eğer sertifikadan şüphe edersek, GIA’nın kendi internet sitesinde bulunan seri numarası arama adımından elimizdeki ürünün seri numarasını girerek doğruluğunu öğrenmiş oluruz.
GIA Sertifikası, pırlantanın değerini biçen etkenleri irdelediğinden dolayı, fiyatı belirleyen önemli etkenlerdendir. Mesela bir pırlanta ne kadar renksizliğe yakınsa değeri o kadar fazladır. Doğada oluşan elmaslarınsa birden fazla çeşidi ve rengi vardır. Bu yüzden incelenmeye ve doğru sınıflandırılmaya ihtiyaç vardır. GIA Sertifikası’nda pırlantanın rengi en ince detayına kadar belirtilir. Bu da pırlantanın kalitesini gösterir.
Dünya üzerindeki her pırlanta birbirinden farklıdır, hepsi eşsizdir. Özelliklerine göre değişmekle birlikte, en değerli mücevherattan olan pırlantaların sahteciliğe karşı denetlenmesi ve tescillenmesi hem firmalar hem de müşteriler bazında büyük önem arz eder. Yıllardır evrensel standartlar doğrultusunda pırlantaların sertifikalandırılmasının sebebi de budur.
Pırlantaları sertifikalandıran dünyanın en büyük kurumlarından biri de HRD Antwerp'tir. 1976 yılında Belçika'nın Antwerp kentinde kurulan ve kar amacı gütmeyen bağımsız bir kuruluş olan HRD Antwerp, bugün dünyadaki en büyük pırlanta test laboratuvarına sahiptir.
HRD Antwerp, son teknoloji donanımları ve alanında uzman gemologlarıyla mücevherler için kusursuz ürün raporları ve sertifikalar hazırlar. Raporları ile müşterilerin güvenlik endişesi duymaksızın pırlanta satın almalarını sağlayan kuruluş, hazırladığı dokümanlarda, bir pırlantanın değerini ortaya koyan en önemli 4 özelliği kesin doğrulukta tespit eder.
Pırlantanın değeri ve kalitesi 4 unsura bağlı olarak belirlenir. Karat, renk, berraklık ve kesim. HRD Antwerp uzmanları bu unsurları müşterilerin hangi ürünü satın aldıklarını tam olarak bilmeleri için analiz eder, pırlantalı ürün için bu bilgilerin yer aldığı bir rapor hazırlar ve sertifikalandırırlar.
Videomuzu buradan izleyebilirsiniz.